Ana Sayfa


Haber bülteni üyeliği

bira » Haberler...

    

BİRA PAZARINDA MARKALAR SAVAŞI

Türk bira pazarının iki devi Efes ve Tuborg'un Miller, Beck's ve Carlsberg'i Türkiye üretmesinden sonra dünyanın ünlü bira markaları da gözlerini Türkiye'ye dikti. Corona'dan Budweiser'e, König'den Bitburger'e kadar dünyanın önde gelen biraları şimdi marketleri doldurmaya başladı.

İki milyar dolarlık Türk bira pazarında devler savaşı başladı. Dağıtım tekelinin kalkmasının ardından dünyanın önde gelen bira markaları Türkiye'ye adeta çıkartma yaptı.
Efes'in Amerikalı Miller ile başlattığı yabancı markaların Türkiye'de üretilmesine daha sonra Tuborg Danimarkalı Carlsberg ile devam etti. Ardından Efes Alman Beck's ve Avustralyalı Foster's ile pazardaki yerini aldı. Bira pazarının hareketlenmesi ile birlikte Tekel, Efes ve Tuborg'dan sonra Pera ve Perge de yerli biralar kervanına katıldı. Böylece Türk bira pazarındaki yerli üretici sayısı da beşe çıktı.
Yerli biralar ile birlikte yabancı markaların da piyasada yer almasıyla bira pazarına da hareketlilik yaşanırken marka sayısı da 45'e yükselmiş oldu. .
Meksikalı Corona, Çek Budweiser, Hollandalı Heineken, Alman Bitburkger ve König ve birçok ünlü marka marketlerin raflarını doldurmaya başladı. Bu durum bira pazarında 900 milyon litre barajını zorlamaya başladı. 1 milyon lira ile 3 milyon yüzbin lira arasında fiyatlarla satılan yerli ve yabancı biralar piyasadaki hareketliliği hızlandırdı. Yüzde 79'luk pazar payına sahip olan Efes açık ara liderliği elinde tutarken yüzde 20 payla Tuborg ikinci sırada yer alıyor. Yeni yapılanma ile birlikte atağa kalkan Mey'in ürettiği Tekel Birası binde 8'lik bir payla pazarda yerini alıyor..
Piyasaya yeni giren yerli ve yabancı markalar ise bu üç firmadan pay almaya çalışıyor. İthal bira markalarının kendilerine özellikle gece kulüpleri ve büyük kentlerdeki eğlence merkezlerini hedef seçmesi Efes ve Tuborg'un bu pazara yönelik alternatif biralar piyasaya sürmesine neden oldu. Efes'in Miller, Beck's ve Fosters'i Tuborg'unda Carlsberg'i bu piyasaya sürmesi rekabeti de artırdı..
Türkiye'de çay ve kola gibi içeceklerden sonra en fazla tüketilen içecek olan bira toplam alkollü içki pazarının yüzde 80'ini elinde bulunduruyor. Bira tüketiminin yüzde 65'ini şişe ve kutu oluştururken yüzde 35'ini ise fıçı bira oluşturuyor..
Bira pazarında ithalatçı firmaların girmesiyle birlikte hareketlenen rekabet çeşitlerin'de her geçen gün çoğalmasına yol açıyor. Kış birasından fıçıya, şişeden kutuya, light den darka, yüksek alkollüden arpalıya kadar tüm bira çeşitlerini piyasada bulmak mümkün oluyor. Son dönemlerde ithal edilen markalarla sayısı 45'e ulaşan Türk bira pazarınada Grolsch Premium Larger, Tiger, Corona, Cube, Ariana, Zagorka Gold, Zagorga Special, Taps, König, Bud, Löwenbrau, Bitburger, Budweiser gibi markalar yer alıyor..

HEİNEKEN, PAZARDA UMDUĞUNU BULAMADI
Dünyanın en çok satan ve en ünlü bira markalarından biri olan Heineken Türkiye'de umduğunu bir türlü bulamadı.
Dünyada en çok satan bira olmasına rağmen Türkiye'de bu imajını koruyamayan Heineken'in Türk damak tadına uygun olmaması belki de bunda en büyük etken oldu.
Türk bira içicilerinin birçok yabancı birayı sevip benimsemesinin yanı sıra Heineken'de aradığı tadı bulamaması da önemli bir faktör olarak gözüktü. Türk pira pazarının yüzde 79'luk bir bölümüne sahip olan lider konumundaki Efes'in birçok ünlü markayı da bünyesinde üretmesi Heineken'in Türkiye'de üretim yapmasının önüne geçen nedenlerden biriydi.

BİRAHANELERİ İYİLEŞTİRME PROJESİ KALİTEYİ YÜKSELTTİ
Birayı köhne mekanlardan ferah alanlara çıkartmak için başlatılan ve bir kültür haline getirmeye çalışan Efes'in Birahaneleri İyileştirme Projesi (BİP) büyük oranda başarı sağlayarak kaliteyi artırdı. Bugüne kadar yapılan çalışmalarda hem mekan olark hem de bira olarak iyi sonuçlar alındığını belirten yetkililer böylelikle biraya da gerçek değerinin verildiğini söylediler. Biranın dünyada yükselen trendde olduğunu, Türkiye'de ise daha uzun mesafeler alınabileceğini belirten mekan sahipleri böyle bir projeyle mekanlarının dünya standartlarında bir yer haline geldiğini, artık erkeklerin hegomonyasından çıkıp herkesin gelebileceği bir mekan haline geldiğini belirterek Efes Pilsen'in bu projesi hem mekanları hem de insanları rahata erdirdi" dediler.

KADINLARIN TERCİHİ BİRA
Lezzeti, kolay içimi ve kışkırtıcı görüntüsü ile sevilen bira alkol kullanan kadınların ilk tercihi oldu. Piyasaya giren yeni ithal markalar ile birlikte pazar payı da artan birada kadınlar tercihlerini bira yönünde kullanmaya başladı.
Ölçülü içildiğinde faydası olduğu kadar keyifli vakit geçirmek için tercih edilen bira uzmanların kadınlara tavsiye ettiği içecekler arasında yer alıyor.
Premium biraların piyasaya girmesi ile birlikte kulvar değiştiren kadınlar votkadan biraya yönelmeye başladı. Yapılan araştırmalar da bira içen kadına oranının yüzde 15'den yüzde 20'lere çıktığını gösterdi

Miller'dan yaz partisi

İZMİR DHA


Dünyaca ünlü bira markası Miller'ın geleneksel "Miller Non Stop Music & Action" partileri başladı. Çeşme, Dikili, Foça, Marmaris, Kuşadası ve Bodrum'un ünlü mekanlarında düzenlenecek partiler, 1 Eylül'e kadar sürecek. Biraseverler, gündüzleri Miller Road Show ekibinin birbirinden ilginç Miller oyunlarıyla eğlenecek. Geceleri ise Miller Master DJ Team'in katılımı ile keyifli partiler yaşayacak. Ayrıca, sürpriz hediyeler kazanacak. 

Bira atışması

Üniversitenin bahar şenliğinde bira satılmasına misilleme geldi. AKP'li Meclis Başkanı mezuniyet töreninde ayran ve meyve suyu ikram edecek

  Manisa'da bira krizi tırmanıyor. Kısa bir söre önce, Vali Orhan Işın ve AKP'li Belediye Başkanı Bülent Kar, birahanelerin kent dışına taşınması için girişimde bulundu. Ancak bir sonuç alınamadı. Ardından Celal Bayar Üniversitesi'nin Bahar Şenlikleri'nde bira satılması tartışmaya yol açtı. Rektör Prof. Dr. Cemil Özcan'ın "Anket yaptık, öğrenciler istedi" sözleri üzerine, bu kez Solmaz İnşaat Müteahhitlik Şirketi'nin sahibi İl Genel Meclisi'nin AKP'li Başkanı Hayrullah Solmaz sert çıktı. Solmaz, üniversite şenliğinde bira satılmasının Yüksek Öğretim Kurumları (YÖK) Öğrenci Disiplin Yönetmeliği'ne aykırı olduğunu ileri sürdü.

Disiplin suçu mu?
Solmaz, "Rektör Bey bira satışına anket sonuçlarına göre izin verildiğini açıklamış. Ancak ortada uyulması gereken yönetmelikler ve Anayasa'nın 'Devlet gençleri alkol düşkünlüğünde, uyuşturucu maddelerden, suçluluk, kumar ve benzeri kötü alışkanlıklardan ve cehaletten korumak için gerekli tedbirleri alır' maddesi var. Ayrıca YÖK Öğrenci Disiplin Yönetmeliği 9'uncu maddesi h fıkrasında, yüksek öğretim kurumunda alkol içmenin, uzaklaştırma cezasına neden olduğu belirtilmiş. Bu gerçekler ortadayken sorumluların duyarsızlık göstererek gençleri alkolün kucağına atması üzücü" diye konuştu.

Şahsen sponsor oldu
Solmaz, Fen - Edebiyat Fakültesi'nin bugün yapılacak mezuniyet törenine de şahsen sponsor olduğunu, ayran ve meyve dağıtılacağını söyledi. Solmaz, "Yetişkinlerin alkol tüketimine karışamayız. Ancak gençlerin alkolle tanışması genellikle bu tür okul ekinliklerinde oluyor. Geleceğimizi emanet edeceğimiz gençleri, kendi elimizle alkol batağına sürüklemeyelim" dedi.

Tuborg'tan meyveli bira


  Türk Tuborg ortağı Carlsberg lisansıyla Türkiye'de meyveli bira üretimine başladı. İlk olarak limon aromalısı piyasaya çıkan bira ?Cube' ismiyle satılıyor

    Ortağı Carlsberg'in lisansı ile Cube markasıyla meyve aromalı bira üretimine geçen Türk Tuborg, ilk örneği limon aromalı bira ile verdi.
     Birkaç gün önce piyasaya çıkan limonlu birayı eylül sonuna kadar vişne, elma ve şeftali aromalı biralar izleyecek. Türk Tuborg CEO'su (güçlendirilmiş genel koordinatör) Ercüment Berilgen, "Cube piyasaya bir kaç gün önce çıktı. Bugüne kadar 63 bin litre sattık. Daha tanıtımını bile yapmadığımız halde bu rakam çok başarılı bir işe imza attığımızı ortaya koydu" dedi.
     Farklı aromalarla çeşitlerini artıracaklarını, mevsimlere göre de ürün çeşitlemesi içine gireceklerini söyleyen Berilgen, "Cube'ün alkol oranı bira kadar. Fakat daha hafif bir içim sunuyor. Özellikle kadınlar ve gençler çok sevecek" diye konuştu.
     
     Laila'da 10 milyon
     Cube'ün en çok satıldığı yerler güney sahillerindeki bar ve diskolar ile büyük kentlerdeki eğlence mekânları. Marketlerde 1.5 ile 2 milyon arasında rakamlarla satılan içeceğin Laila'daki satış fiyatı ise 10 milyon lira.
     Cube'ün Margarita tadında bir tad taşıdığını söyleyen Ercüment Berilgen, "Avrupa'da çok tercih edilen bir içecek. Türkiye'de de bu ilgiyi alacağını şimdiden ortaya koydu" dedi.
     Bira pazarı hakkında da bilgi veren Berilgen, satışların yılın ikinci üç aylık dönemde yüzde 3 arttığını söyledi. Berilgen, Dünya Kupası maçlarının bu artıştaki en büyük etken olduğunu dile getirdi. Bu yıl 140 - 145 milyon dolar ciro rakamına ulaşacaklarını söyleyen Berilgen, 190 milyon litre de satış hedefleri olduğunu belirtti.

        Taze bira yayılıyor


  Bir süredir Teşvikiye'deki Türkiye'nin ilk "imalathane-pub"ında içilebilen pastörize edilmemiş taze bira, artık İstanbul'un Kadıköy yakasında da servis ediliyor. Taze bira sanayi biralarına göre çok daha lezzetli


     

          Ah nerede o Bomonti bira bahçeleri, oradaki muhabbetler, alemler..." Yaşı 60'ların üzerindeki kuşaklardan sık sık duyulan bu sözler, genellikle bir "eski İstanbul nostaljisi" zannedilir, kadınlı-erkekli, hatta çoluk çocuk gidilen bira bahçelerinin nezih atmosferinin özlendiği düşünülür. Oysa kazın ayağı pek öyle değildir. Burada özlenen, Bomonti bira bahçelerindeki hayat tarzı kadar, üç-beş litrelik küçük fıçılarda getirilip masanın kenarına yerleştirilen, müşterilerin kendi bardaklarını fıçıdan kendi doldurdukları Bomonti birasıdır aynı zamanda. Zira bu bira Şişli'nin, adını bira fabrikasından almış olan Bomonti semtindeki fabrikadan getirilen ve birkaç gün içinde tüketilen, pastörize edilmemiş taze biradır. Tekel, Ankara'da Atatürk Orman Çiftliği'nin içindeki bira fabrikasının yanı başındaki bahçeli restoranda da uzun yıllar taze bira servisi yapmış, o biralar da damaklarda hâlâ silinmeyen izler bırakmıştır.
     Taze bira, pastörize edilmiş sanayi birasından niye mi bu kadar farklı? Bir kere, bira hassas bir ürün. Biraların büyük bölümünün siyah ya da koyu yeşil şişelerde satılması boşuna değil, zira bira güneş ışığı ve yüksek ısıdan etkileniyor ve bayatlıyor. Bu yüzden bira uzun yolculuklara, aylar boyunca raflarda beklemeye dayanıklı bir içki de değil. Ancak yine de ülkenin uzak bakkallarında bile bira satılması gerektiğinden, büyük bira üreticileri biralarını pastörize ederek içlerindeki canlı mikroorganizmaları öldürüyorlar, böylece zamanla bu mikroorganizmaların üreyip birayı bozmasının önüne geçiliyor. Ancak pastörizasyon sırasında biranın önce çok sıcak, sonra da çok soğuk derecelerden geçerek "hırpalanması", tadının tazeliğini ve güzelliğini azaltıyor. Taze birada ise biranın taze lezzetini her yudumda hissediyorsunuz, bu birayı içtikçe içesiniz geliyor.
     Bu uzun girizgâhı Türkiye'de taze biranın yeniden keşfedilmeye başlanmasının heyecanını paylaşabilmek için yazdım. Bomonti birasının taze taze içildiği 30'lardan ve Tekel birasının Ankara'da taze servis edildiği 70'lerden sonra ne yazık ki bu tür bira servisine son verilmiş, özel sektörün iki bira devi Efes ve Tuborg birayı yurdun her yerinde bulunabilen ulusal çapta bir halk içkisi haline getirmeye uğraşırken böyle bir incelik üzerinde durmamışlardı. Sağolsun Tekel de havlu atarak yarıştan tümüyle çekilmişti. Taze biraya yeniden kavuşmak için, 21'inci yüzyılı beklemek gerekmişti! Birkaç ay önce İstanbul'un Teşvikiye semtinde "bira muslukları" anlamına gelen Taps adlı imalathane-pub'ı açan dört genç girişimci sayesinde bu biraları yeniden keşfettik. Amerika'da giderek yaygınlaşan butik bira akımından etkilenen Taps'çiler, Tekel ve Bomonti'den de daha cesur davrandılar ve üretimlerini sarı ve siyah bira gibi iki çeşit üzerine kurmak yerine İngiliz ve Alman stili birçok özgün birayı üretecek şekilde tasarladılar. Halen Taps'te her ay 4-5 farklı çeşit dünya birası üretiliyor ve sunuluyor.
     Son müjdeye gelince, Taps'çiler artık taze biralarını başka yerlere de fıçıyla vermeye, oralarda servis ettirmeye başlıyorlar. İlk durak Kadıköy'de, Bağdat Caddesi üzerindeki Alchera Cafe. Alchera'da yumuşak içimli, zarif bir Alman birası olan, hatta "biraların şampanyası" denebilecek Kölsch'ü ve tok içimli İngiliz tipi kırmızı bira "Red Ale"i yudumlayabiliyorsunuz. Fıçılar, haftası geçmeden yenilenerek biranın taze servisi sağlanıyor. Taps'çiler "Yakında başka yerlerde de biralarımızı görebileceksiniz" diyorlar ve sürprizi sona saklıyorlar: "Bu biraların tutkunlarının, onları evlerinde de içebilmeleri için de özel büyük şişeler getirtiyoruz. İsteyen şişeyi istediği birayla doldurtarak evine götürebilecek."
     Bence sıra, yavaş yavaş şu sıralar birahaneleri iyileştirmekle meşgul olan bira devlerimize de gelecek. Efes, Şişli'deki eski Bomonti fabrikasının bahçesini alarak, biralarını taze servis edeceği dev bir "bira bahçesi" yapsa fena mı olur? Ya da Tuborg, İzmir Fuarı'nın serin bahçelerinde altın sarısı renkli, dantel köpüklü mis gibi taze biralar satsa?

      Bira bunak yapıyor şarap engelliyor


 Bira içenlerin 65 yaş sınırı aşıldığında bunama ihtimali artıyor. Şarap içenlerde ise aynı yaşlarda hafıza daha güçlü



     AYDA bir kez dahi alınan biranın 65 yaş sınırına gelindiğinde zihnin hatırlama yeteneğini körelttiği ve bunamaya yol açabileceği ileri sürüldü. Danimarka'nın başkenti Kopenhag'daki Önleyici Tıp Enstitüsü uzmanlarından Dr. Thomas Truelsen'in yaptığı araştırmada ayrıca kırmızı şarabın iyileştirici bir etki yaparak zihni dinç tuttuğu ortaya çıktı.
     2 bin kişi üzerinde yapılan araştırma sonuçlarına göre, ayda bir kez dahi bira içenlerin 65 yaş sınırı aşıldığında hatırlama sorunu ile karşılaşma ihtimalleri bira içmeyenlere göre iki misli artıyor. Buna karşılık kırmızı şarap içenlerin hafızaları aynı yaş sınırına geldiklerinde yüzde 70 oranında daha güçlü oluyor.

Türk üretimi 'Vole' global olma yolunda

Türk Tuborg Carlsberg, 'delikanlı birası' sloganıyla piyasaya çıkardığı ve Türk pazarında yoğun ilgi gören Vole markalı birasını Irak'a ihraç etti. Sırada diğer komşu ülkeler ve Danimarka var

Songül Hatısaru


Bu yıl piyasaya çıkardığı dört yeni ürünle atağa kalkan Türk Tuborg Carlsberg, geçen nisanda 'delikanlı birası' sloganıyla ürettiği Vole adlı ürüne yaptığı 60 milyon YTL yatırımın meyvelerini şimdiden toplamaya başladı. Toplam pazar payını yüzde 17'lere çıkaran firma, şimdi de Vole'yle ihracat atağına kalktı. Türkiye'de üretilen Vole ilk olarak Irak'a ihraç edildi.
Azerbaycan, Gürcistan, Türkmenistan, Kıbrıs, Nahçıvan'a ve Danimarka'ya da yakında ihraç edilecek. 2007'yi adeta yatırım yılı olarak ilan eden Türk Tuborg Carlsberg'in Tedarik Zinciri Başkan Yardımcısı Jan Breinhalt ve Pazarlama Müdürü Ayşe Canverdi, İzmir'deki fabrikalarında sorularımızı yanıtladı.

'Türkler tombul şişe seviyor'

Vole için ciddi bir yatırım yaptınız. Sonuçlardan memnun musunuz?
Jan Breinhalt: Türk bira pazarının önemli bir bölümü depozitolu şişe tüketiminden oluşuyor. Bu pazara güçlü bir ürünle çıkmak istedik. Depozitolu, tombul şişe alanında bizim bir ürünümüzün olması gerekiyordu. Depozitolu şişede Vole'yi çakırdık. Tüketici depozitolu şişeleri fiyatından dolayı daha çok tercih ediyor. O pazarda güçlü ürün nasıl olabilir diye tam iki yıl süren araştırmalar yaptık. Vole için 60 milyon YTL harcadık. Vole 30 yaşın üstündeki bira içicisi erkek tüketiciye odaklanan bir ürün. Ancak kadınların da çok sevdiğini görüyoruz. Satışlar beklentilerimizin üzerinde. Vole sizin de gördüğünüz gibi iki ayda fabrikada en çok üretilen ürün haline geldi.

Bu yıl piyasaya çıkardığınız başka ürün oldu mu?
JB: Pazarda Carlsberg, Tuborg Gold, Tuborg Green, Tuborg Special, Tuborg Kış, T-Beer, Skol, Troy ve Venüs bira çeşitleriyle vardık. Ayrıca enerji içeceği Battery ve malt içeceği F5 ile pazardayız. Pazarda ilk aromalı ürünleri piyasaya sunduk bu yıl. Şubat başında Türkiye'nin ilk aromalı biraları T-Beer Lemon ve T-Beer Mexicana'yı, mart ayında Tuborg Fıçı biramız tüketicilerle buluştu. 'Vole'yi ise nisan başında tüketiciye sunduk.

Türk Tuborg'un çoğunluk hisseleri Yaşar grubundan Danimarkalı Carlsberg'e geçtikten sonra firmayı daha atak görüyoruz?
JB: Carlsberg çoğunluk hisseyi 2001'de aldı. Daha önceki ortağımızın birayla birlikte başta yiyecek olmak üzere birçok endüstriyel alanda faaliyetleri vardı. Oysa şu anda Carlsberg olarak Türkiye operasyonunda da tamamen bira odaklı bir şirket haline geldik.

İki yıl bira üretimi için uzun bir süre değil mi?
JB: Yeni bira üretimi zahmetli ve pahallı bir iştir. Bu biranın arkasında 27 tane ürün testi var. Çok fazla deneme yaptık. 2 yıllık bir araştırma sürecinden sonra 'tamam artık budur' dedik. Ortaya çıkan ürün tam anlamıyla Türk damak tadına uygun bir ürün oldu. Vole, 'double lagering', yani kademeli soğukta bekletme tekniğiyle üretilen tek biradır. Vole, fermente edildikten sonra soğutularak önce 8 derecede, ardından 2 derecede bir süre bekletiliyor ve -1OC'ye indirilip filtreleniyor. Böylece Vole'nin lezzeti ve aroması ağızda çok daha iyi hissediliyor.

İhracatta bir açılım yaratacak mı?
JB: Carlsberg'in bir çok ülkede zaten fabrikası olduğu için Türkiye'den her ülkeye ihracat yapamıyoruz. Türkiye'de üretilen lokal ürün Vole bu anlamda her ülkeye ihracatın da yapılabileceğı bir ürün oldu.
Vole ilk olarak Irak'a ihraç edildi. Azerbaycan, Gürcistan, Türkmenistan, Kıbrıs, Nahçıvan'a ve Danimarka'ya yakında ihracata başlayacağız. Bu arada Türk popülasyonun yüksek olduğu Almanya'dan, Uzakdoğu'dan Vole daha pazara çıkar çıkmaz örnek istediler. Direkt siparişler gelmeye başladı. Amaç zaten bu ürünü Carlsberg ülkeleri arasında ihraç edilen bir ürün haline getirmekti. Türkiye'den dünyaya açılan bir ürün oldu.


DVD ile pizza, bira açtırıyor

Bu kadar genç nufüsun olduğu bir ülkede kişi başına yıllık bira tüketimi 11 litre. Neden bira daha çok tüketilen bir ürün haline gelmiyor?
Ayşe Canverdi: Tüketimde birçok etken etkilidir ama en çok fiyat seviyesi etkiler tüketimi. Türkiye'de biranın fiyatı çok yüksek. Bununda sebebi son dört yılda arka arkaya artan ÖTV'den kaynaklanıyor. 33 cl'lik şişeye baktığınızda yurtdışında Danimarka dahil birçok ülkede fiyat 1 YTL iken Türkiye'de yaklaşık 2 YTL. Dolayısıyla Türkiye'ye gelen turistler için de bir dezavantaj bu. Yabancılar bile birayı pahalı buluyor tatile geldiklerinde. Üstelik Türklerin alım gücü Avrupa'ya göre daha düşük. Alım gücüne göre baktığımızda da Türkiye'de bira çok daha pahalı kalıyor. Fiyat tüketimi de, kârlarımızı çok olumsuz etkiliyor.

DVD satışları arttığında bira satışları da artıyormuş? Bu doğru mu?
AC: Evet. Ev pazarı dediğimiz segment işte bu. DVD izlenirken, eve ısmarlanan pizzanın yanında açılan bira tüketimi artırıyor.

Editör Bilgileri

Rsn


Editöre Ulaşın

En Son Eklenenler

x-isini-pulsari
yaz-ucgeni
yerel-kabarcik
yildizlar-arasi-yolculuk
zhai-zhigang
avusturya-uzay-ajansi
birlesik-krallik-uzay-ajansi

Uzerine.com Copyright © 2005 Uzerine.com
uzerine.com Ana Sayfa | Gizlilik Sözleşmesi | Üye Girişi