Alman birası tadında yerli bira
Bira devi Efes, 38 yıl önceki kuruluşundan bu yana, ilk kez yeni bir marka yarattı ve "Gusta" adıyla Türkiye'nin ilk buğday birasını piyasaya sürdü. Bu yeni bira, meyvemsi lezzeti ve zengin içimiyle, Alman benzerlerini aratmıyor
Almanya'ya gidenlerin dikkatini çekmiştir: Çoğu Alman, özellikle yaz aylarında bira bahçelerinde, önlerinde ince ve uzun, çizmeyi andıran bardaklarla oturur. Bardaktaki bulanık renkli, altın sarısı sıvı, ilk anda alışık olmayanlara itici bile görünebilir. Ama üzerindeki krema gibi bembeyaz köpük, yudumlar alındıkça bardağın boşalan kısımlarına dantel gibi sıvanır ve bir süre sonra, güzel bir manzarayı izler gibi, o Almanın önündeki bardağı izlemeye başlarsınız.
İkinci adım, garsona, "Bana da ondan getir" demekle devam eder... Buğday birasını, genellikle böyle keşfederiz. Kimimiz ise bulanıklıktan rahatsız olur, bu biraya asla bir şans vermeyiz.
Artık benzer sahnelere, Türkiye'de de sıkça rastlayabileceğiz... Zira bira devi Efes, Türkiye'nin ilk buğday birasını üretti ve iddialı bir kampanyayla tanıtmaya başladı. Gerçi piyasada buğday birası yok değildi, Almanya'nın en iyilerinden Erdinger ve Franziskaner bir süredir ithal ediliyordu ama bunların ithalatçıları fiyatı da yerli biralardan biraz yüksekçe kalan bu ürünler için güçlü tanıtımlar yapmamışlar, tanımayanların buğday birasını keşfetmesi de böylece tesadüflere kalmıştı.
Geçtiğimiz hafta Ortaköy'deki Esma Sultan Yalısı'nda dünyaca ünlü bira yazarı Michael Jackson'ın da katılımıyla tanıtılan biranın adı, "Gusta" konmuştu. Tanıtımda konuşan Efes yetkilileri Semih Maviş, Dilek Dölek Başarır ve Mustafa İlgün bunca yıldan sonra klasik Efes tarzından, yani "lager" denilen biradan farklı bir çeşide niye imza attıklarını şöyle anlattılar:
"Buğday birası, çok meyvemsi ve lezzetli bir bira. Eskiden sadece Almanya'da, ağırlıklı olarak da Bavyera'da yapılırken, şimdi tüm dünyada bir yükseliş içinde. Türkiye'de de birada damak tadını arayan, ağzının tadını bilen önemli bir kitle var. 'Gurme bira' dediğimiz biraların bu ilk örneğiyle, o kesime sesleneceğiz. Hedef kitlemiz, portakallı ördeği bilen, kaşarın eskisini arayan, gelişmiş zevk sahibi insanlar."
Bulanıklığı şanından
Konuşmaların ardından, ilk bira Michael Jackson'a tattırıldı. 65 yaşındaki duayen bira ve viski yazarı, "Yeni biçilmiş çimen kokuları hissediyorum... Taze ve ferahlatıcı. Ocak ayında, adeta yazı getiriyor" yorumunu yaptı.
Tattığım bira, gerçekten de çok "meyvemsi"ydi. Alttan alta, bisküvimsi tatlar da algılanıyordu. Köpüğü doğal ve kalıcıydı, mideyi şişirmiyordu. Efesçilerin "buğulu" kelimesiyle ifade ettikleri bulanıklığı ise, üst düzey birçok birada olan bilinçli bir tercihti, zira bütün biralar gibi ilk üretiminde bulanık olan buğday birası, geleneksel olarak filtre edilmeden, maya tortularıyla birlikte şişeleniyordu. Bu da biraya kendine özgü zengin bir karakter veriyordu.
Efesçileri bu cesur girişimlerinden dolayı tebrik etmeli... Zira 1969'dan bu yana geçen 38 yıl, büyük ölçüde birada standart oluşturmaları ve Türkiye'nin dört yanını birayla tanıştırmalarıyla geçti. Bira Türkiye'de en sevilen ve en çok satılan alkollü içecek durumunda. Artık sıra, AB'nin eşiğindeki ülkemizin insanlarına, Avrupa'nın zengin bira kültürünün üst düzey örneklerini tattırmakta, keşfettirmekte.
"Şeytanın bacağı" gördüğümüz kadarıyla buğday birasıyla kırıldı. Umarız bu bira tutar, Efesçilerin hevesleri kırılmaz ve Türkiye bir sonraki adım olan İngilizlerin yoğun ve buruk birası "ale"in Türk versiyonuyla da tanışır...
Copyright © 2005 Uzerine.com